“SİTÜS İNVERSÜS”
Süleyman ÖZEROL
***
Bahçemizin hemen doğusundan geçen Mezirme Deresinin taban çevresi killi çamurlarla kaplıydı. Bu çamurlarla neler yapmazdık ki? Evler, değirmenler, insan ve hayvan heykelleri… Okular kapandıktan sonra başlayan bu uğraşımız okullar açılıp, köy evlerine göçülünceye kadar sürerdi. Çoğu kez bir başıma suyun, çamurun ve toprağın içinde kurbağa seslerini suyun sesinden ayırt edinceye kadar oynardım. Böceklerin, kuşların sesleri duyulmaz olurdu çünkü. Elimin, ayakkabımın çamurunu yıkar; elimi pantolonuma silerek dereden çıkarken yıldızları görürdüm gökyüzünde. Islıkla türküler çalarak korkmadan yokuşa vururdum kendimi…
İşte bu suya ve çamura olan düşkünlüğüm hastalanmama neden oldu. İkinci sınıfta iken okullar açıldığında ninemle birlikte komşu kaza Arguvan’a doktora gittik. Orada sağlık memuru olan köylümüzün evine konuk olduk. O da beni ertesi gün doktora götürdü. Doktor kulaklığını takarak hem göğsümden hem sırtımdan dinledi…
“Yahu Seyfi Bey! Bu çocuğun kalbi sağda” dedi şaşkınlıkla. Doktor kulaklığını takarak yeniden, sessizce dinledi.
“Allah Allah! Nasıl olur yahu?” Sonra da bana döndü, “Oğlum senin kalbin ne tarafta?” dedi.
Kalbin nerede olduğunu, daha doğrusu ne olduğunu bile bilmiyordum. Doktor sağda dediğine göre öyle olmalıydı.
“Yahu Seyfi Bey! Bu çocuğun kalbi sağda” dedi şaşkınlıkla. Doktor kulaklığını takarak yeniden, sessizce dinledi.
“Allah Allah! Nasıl olur yahu?” Sonra da bana döndü, “Oğlum senin kalbin ne tarafta?” dedi.
Kalbin nerede olduğunu, daha doğrusu ne olduğunu bile bilmiyordum. Doktor sağda dediğine göre öyle olmalıydı.
“Sağda” dedim.
“Allah Allah! Nasıl olur yahu?” dedi.
İkisi de sağlık elemanıydı. İkisi de şaşırmışlardı bu işe. Sonra bronşit olduğumu söyleyerek ilaç verdi doktor.
Yıl 1962 ve 1982… Aradan yirmi yıl geçtikten sonra bir gazete haberinde kendi yaşamımdaki olayın benzerini okudum.
Gülhane Askeri tıp akademisi Hastanesinde bir hastanın filmi çekilir. Kalbinin de midesinin de yerinde olmadığı, tam tersi yönde yani sağda olduğu görülür. Hatta röntgen uzmanı, “Hanfendi sizin kalbiniz görünmüyor, yok mu? Sorusuna hasta İclal Dede, “Herhalde yerindedir” diye cevap verir.
Gülhane Askeri tıp akademisi Hastanesinde bir hastanın filmi çekilir. Kalbinin de midesinin de yerinde olmadığı, tam tersi yönde yani sağda olduğu görülür. Hatta röntgen uzmanı, “Hanfendi sizin kalbiniz görünmüyor, yok mu? Sorusuna hasta İclal Dede, “Herhalde yerindedir” diye cevap verir.
Tıp dilinde bu durum Sitüs İnversüs diye adlandırılır. Milyonda bir görülen bir durumdur. Uzmanlara göre mide ve kalp sağda ise öteki organlar da aynı biçimde normal olması gereken yerin tersinde bulunurlar. Tıp otoriteleri bu sorunun çözülmüş olmadığını, ancak bu durumdaki kişilerin nüfus kâğıtlarına durumlarının yazılması gerektiğini öne sürüyorlar. Çünkü sağ böğründe sancı olan birine apandisit tedavisi uygulanacağını; oysa safra kesesi tedavisi uygulanmasının gerektiğini ileri sürüyorlar.
Ve yıl 1992… Bugüne kadar birçok kez doktorların bu durumuma şaşkınlık gösterdiklerine tanık oldum. Hatta “Öyle şey olur mu canım?” demişti Dr. Gönül Hanım. Bir başkası, “Demek ki olabiliyormuş” demişti.
Otuz yılı aşkın süre içinde bilim-teknik alabildiğine gelişti.
Otuz yılı aşkın süre içinde bilim-teknik alabildiğine gelişti.
Bilmem kalbimin sağda oluş nedeni hala bilinmez midir? *
*****
* Malatya Yorum Gazetesi, 2 Şubat 1994
1980 doğumluyum ve 2004 yılında doktora gittim rahatsızlığımdan dolayı banada sitüs inversus total teşhisi koyuldu ben kalbimin sağda olduğunu hissediyor ve babama bazen diyordum hay seni okutan hocalara ben ne diyeyim bilmemki derdi kzımmm kalp sağda olmaz önce yerini öğren derdi bende sizdenyim yani:)))